Bu minik ahşap tabureyi zamanında büyük dedem elleriyle yapmış. Boyanmış, boyası sökülmüş, sonra defalarca tekrar üzerine yağlı boya atılmış ve bugünlere gelmiş. Aslında bunun bir tane de eşi var. Çocukken ikisi de odamızda dururdu. Minik iskemle, sandalye türü şeyleri çocuklar kullanır mantığıyla bizim odaya postalanmış, biz de efsane evciliklerimizin demirbaşı haline getirmiştik zavallıyı. Oyuncak bebeklerimize beşik mi olmadı, üstünde Alicevari tea time kurguları mı yapmadık, daha neler neler... Sonra nasıl olduysa bir gün aklıma düştü, hala duruyorsa ben onu İstanbul'daki eve istiyorum dedim.
Geçen Eylül'de envy green adını taktığım pastel bir yeşil ton tutturmuştum, kenarda cam bir kavanozda duruyordu. Hadi sen pastel yeşil ol bundan böyle dedim. Boyayıp, mumlayıp zımparaladım. Taburenin bana geldiği halinin fotoğrafı yok çünkü yine bir anda hızlıca boyayıverdim. Aklıma düşeni bekletirsem belki bir daha uzun süre vakit bulamam, heves de kaçar gider diye korktum. Alttan çıkan renk bana geldiği hali olan kızıl kahve yağlı boya renk. Henüz verniği de atılmadı. Patricia beni instagramdaki #pastellove oyununa çağırınca paylaştım, sonra dur ben bunu bloğa da bir koyayım dedim.
Hatırası büyük bu mini tabure şimdi, bazen fotoğraf çekerken bazı objelerin yükseltisi, bazen balkondaki küçük saksılara zemin, bazen de kitaplıktaki yüksek raflara erişmek için destek oluyor. O yıllardır böyle çok yönlü kullanılmaya alışkın, çünkü emektar olmak tam da böyle bir şey...
This mini footstool had beeen made from my great grandpa. It is almost in all my childhood memories. We, three sisters, have used it in our playing houses. I took it from my family home in September as a sweet heirloom. I painted it with a soft pastel green and distressed. Now, I use it multi way. Sometimes as a stair to reach high bookshelves, sometimes as an elevation for flowerpots at the balcony,..